Başvurucunun, "Makul Sürede Yargılanma Hakkı"nın İhlal Edildiğine Dair Anayasa Mahkemesi Kararı

Anayasa Mahkemesi İkinci Bölümü, 15.05.2020 tarihli, 2018/37564 başvuru numaralı kararında, hukuk davasının uzun sürmesi nedeniyle, başvurucunun makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiğine hükmetmiştir.


Karara konu olayda, başvurucunun 9/2/2011 tarihinde asliye hukuk mahkemesinde (iş mahkemesi sıfatıyla) açtığı alacak davasının yargılaması 9/10/2018 tarihinde tamamlanmıştır. Başvurucu, yargılamanın uzun sürmesi nedeniyle adil yargılanma hakkının ve diğer anayasal haklarının ihlal edildiği iddiasıyla Anayasa Mahkemesine bireysel başvuruda bulunmuştur.


Anayasa Mahkemesi'ne göre, medeni hak ve yükümlülüklerle ilgili uyuşmazlıklara ilişkin yargılamanın süresi tespit edilirken, sürenin başlangıç tarihi olarak davanın ikame edildiği tarih; sürenin sona erdiği tarih olarak -çoğu zaman icra aşamasını da kapsayacak şekilde- yargılamanın sona erdiği tarih, yargılaması devam eden davalar yönünden ise Anayasa Mahkemesi'nin makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiğine ilişkin şikâyetle ilgili kararını verdiği tarih esas alınır.


Medeni hak ve yükümlülüklerle ilgili uyuşmazlıklara ilişkin yargılama süresinin makul olup olmadığı değerlendirilirken yargılamanın karmaşıklığı ve kaç dereceli olduğu, tarafların ve ilgili makamların yargılama sürecindeki tutumu ve başvurucunun yargılamanın süratle sonuçlandırılmasındaki menfaatinin niteliği gibi hususlar dikkate alınır.


Anılan ilkeler ve Anayasa Mahkemesi'nin benzer başvurularda verdiği kararlar dikkate alındığında somut olayda başvuru konusu davada 7 yıl 8 aylık yargılama süresinin makul olmadığı sonucuna varmak gerekir. 


Anayasa Mahkemesi'nce, açıklanan gerekçelerle başvurucunun Anayasa'nın 36. maddesinde güvence altına alınan makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiğine karar verilmiştir.