Anayasa Mahkemesi, Güvenlik Soruşturması ve Arşiv Araştırması Yapmakla Görevli Birimlerin, Kişisel Verilere Ulaşmasını öngören kuralın iptaline karar vermiştir.
Anayasa Mahkemesi'nin 28 Nisan 2020 tarihli ve 31112 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 19/2/2020 tarihli ve 2018/163 E. ve 2020/13 K. sayılı kararı uyarınca "Güvenlik soruşturması ve arşiv araştırması yapmakla görevli birimlerin, bu kapsamda bakanlıklar ile kamu kurum ve kuruluşlarının arşivlerinden ve elektronik bilgi işlem merkezlerinden bilgi ve belge almaya, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 171. maddesi ve 231. maddesinin kapsamında tutulan kayıtlara ulaşmaya, Cumhuriyet başsavcılıkları tarafından yürütülen soruşturma sonuçlarını, kovuşturmaya yer olmadığına dair kararlar ile kesinleşmiş mahkeme kararlarını almaya yetkili olduklarını öngören kuralın Anayasa'ya aykırı olduğuna ve iptaline" karar verilmiştir.
Mahkemenin Değerlendirmesi
Anayasa'nın 20. maddesinde "Kişisel veriler, ancak kanunda öngörülen hallerde veya kişinin açık rızasıyla işlenebilir. Kişisel verilerin korunmasına ilişkin esas ve usuller kanunla düzenlenir." denilerek kişisel verilerin korunması, özel hayata saygı gösterilmesini isteme hakkı kapsamında güvenceye alınmıştır.
Kişisel verilerin korunmasını isteme hakkı, insan onurunun korunması ve kişiliğini serbestçe geliştirebilmesi hakkının özel bir biçimidir. Anayasa Mahkemesinin yerleşik kararlarında "...adı, soyadı, doğum tarihi ve doğum yeri gibi bireyin sadece kimliğini ortaya koyan bilgiler değil; telefon numarası, motorlu taşıt plakası, sosyal güvenlik numarası, pasaport numarası, özgeçmiş, resim, görüntü ve ses kayıtları, parmak izleri, IP adresi, e-posta adresi, hobiler, tercihler, etkileşimde bulunulan kişiler, grup üyelikleri, aile bilgileri, sağlık bilgileri gibi kişiyi doğrudan veya dolaylı olarak belirlenebilir kılan tüm veriler." kişisel veri olarak kabul edilmiştir.
Bu bağlamda güvenlik soruşturması ve arşiv araştırmasıyla elde edilen veriler kişisel veri niteliğindedir. Dava konusu kural, güvenlik soruşturması ve arşiv araştırması yapmakla görevli birimler tarafından güvenlik soruşturması ve arşiv araştırması kapsamında kişilerin kişisel veri niteliğindeki özel hayatı, iş ve sosyal yaşamıyla ilgili bilgilerinin alınmasına, hakkındaki suç işlediğine dair iddiaların değerlendirildiği Cumhuriyet savcılığı, hâkim veya mahkeme kararlarının tutulduğu kayıtlara ulaşılmasına ve bu kayıtların kullanılmasına imkân tanıması nedeniyle kişisel verilerin korunmasını isteme hakkına sınırlama getirmektedir.
Anayasa'nın 20. maddesi uyarınca kişisel veriler ancak kanunda öngörülen hâllerde veya kişinin açık rızasıyla işlenebilir. Anayasa'nın 13. ve 20. maddeleri uyarınca kişisel verilerin korunmasını isteme hakkını sınırlamaya yönelik kanuni bir düzenlemenin şeklen var olması yeterli olmayıp yasal kuralların keyfiliğe izin vermeyecek şekilde belirli, ulaşılabilir ve öngörülebilir olması gerekir.
Hukuk devletinde kanuni düzenlemelerin herhangi bir kuşkuya yer vermeyecek şekilde açık, net, anlaşılır, uygulanabilir ve nesnel olması, ayrıca kamu otoritelerinin keyfî uygulamalarına karşı koruyucu önlem içermesi gerekir. Kanunda bulunması gereken bu nitelikler hukuki güvenliğin sağlanması bakımından da zorunludur.
Anayasa'nın 129. maddesinde memurlar ve kamu görevlilerinin Anayasa ve kanunlara sadık kalarak faaliyette bulunma yükümlülükleri düzenlenmiştir. Kamu görevinde çalıştırılacak kişiler bakımından güvenlik soruşturması ve arşiv araştırması yapılması yönünde düzenlemeler getirilmesi kanun koyucunun takdir yetkisindedir. Ancak bu alanda düzenleme öngören kuralların kamu makamlarına hangi koşullarda ve hangi sınırlar içinde tedbirler uygulama yetkisi verildiğini açık olarak göstermesi ve kötüye kullanmalara karşı yeterli güvenceleri sağlaması gerekir.
Kuralda güvenlik soruşturması ve arşiv araştırması yapmakla görevli olanların bu kapsamda kişisel veri niteliğindeki bilgilere ulaşması öngörülmüşken Kanun'da bu bilgilerin ne şekilde kullanılacağına, hangi mercilerin soruşturma ve araştırmayı yapacağına, bu bilgilerin hangi koşullarla saklanacağına, ilgililerin söz konusu bilgilere itiraz etme imkânının olup olmadığına, bilgilerin bir müddet sonra silinip silinmeyeceğine, silinecekse bu sırada izlenecek usulün ne olduğuna, yetkinin kötüye kullanımını önlemeye yönelik nasıl bir denetim yapılacağına ilişkin herhangi bir düzenlemeye yer verilmemiştir.
Bu nedenle güvenlik soruşturması ve arşiv araştırması sonucunda kişisel veri niteliğindeki bilgilerin alınmasına, kullanılmasına, işlenmesine yönelik temel ilke ve güvencelere kanunda yer verilmeksizin bunların alınmasına ve kullanılmasına izin verilmesi Anayasa'nın 13. ve 20. maddeleriyle bağdaşmamaktadır.
Anayasa Mahkemesi açıklanan nedenlerle kuralın Anayasa'ya aykırı olduğuna ve iptaline karar vermiştir.
Anayasa Mahkemesi'nin bahsi geçen kararına ulaşmak için tıklayınız.
Benzer Haberler:
- Hastavuk Hakkında Yürütülen Soruşturma, Teşebbüs Tarafından Sunulan Taahhütlerin Rekabet Kurulu Tarafından Kabulü ile Teşebbüs Açısından Bağlayıcı Hale Getirilmesi Suretiyle Sonuçlanmıştır.
- Yerinde inceleme başladıktan sonra silinen belgenin, rekabet ihlalini gösterir nitelikte olup olmamasının ya da geri getirilip getirilmemesinin idari para cezası uygulanması sonucuna etkisi yoktur.
- The Turkish Competition Authority has conditionally granted approval for the acquisition of all shares of BP Petroleum and BP Turkey by Petrol Ofisi, upon acceptance of the submitted commitments.
- Rekabet Kurulu, Şehir Hastanesi Projeleri Arasında Rekabet İlişkisi Bulunmadığını Belirterek, Etlik Hastanesi’nin Tek Kontrolünün Türkerler İnşaat Tarafından Devralınması İşlemine İzin Vermiştir.
- Av. Sibel ÖZTÜRK, Ankara Defterdarlığı Tarafından Açıklanan "2023 YILI EN ÇOK GELİR VERGİSİ ÖDEYEN MÜKELLEFLER ANKARA GENELİ İLK 100" Listesinde Yer Almıştır.
- Rekabet Kurumu Tarafından, Ankara ve Kırıkkale İllerinde Faaliyet Gösteren Hazır Beton Üreticileri Hakkında Yürütülen Soruşturma Neticelenmiştir.